Karadeniz Mutfağının Sarıyer’deki Temsilcisi
Karadeniz Mutfağının Sarıyer’deki Temsilcisi
Anzer Sofrası, menüsü Karadeniz’in eşsiz lezzetlerinden oluşan, malzemeleri lokal olarak temin eden, Karadeniz mutfağı sunan mekanlardan birisi. Samimi personelini sadece yaptıkları yemeklerle değil, aynı zamanda dillere destan misafirperverlikleri ile de övgüyü hak ediyor. Bu sıcak, samimi yerel lokantada Karadeniz Yemeklerini tadarken aynı zamanda mis gibi boğaz havasını da içinize çekiyorsunuz.
Muhlama: Ne uzunu makbul ne kısası
Burada yediğim muhlama ile ilgili ilk izlenimin peynirinin son derece kaliteli ve mideyi yakmayan cinsten olması. Genelde Karadeniz lokantalarında yemek yiyen insanlar 1-2 saat sonra mide yanması, aşırı ekşime gibi şikayetlerde bulunurlar. Bu ne yazık ki her lokantanın malzemelerine dikkat etmemesinden kaynaklanıyor. Mısır unu çok bul kullanılmamış,bulamaç gibi bir şey yemiyorsunuz. Aslında mısır unu çok riskli bir un çeşidi, fazla kullanırsanız kuru,tatsız bir şey elde ediyorsunuz, az kullanırsanız da diğer malzemeler örneğin peynir mısır ununun bütün karakterini domine ediyor. Bu sebeple unun seviyesi dolayısıyla muhlama kıvamı çok önemli. Bazıları asla uzamaz, beton gibi kaskatı kesilir, bazıları ise çatalca zor duracak şekilde akar gider. Anzer sofrasında yapılan mıhlama ne çok sert, ne de yumuşacık. Kıvamdan konuşacaksak işte ben buna hakiki kıvam derim!
Karadeniz’in Zengin Mutfağını Gönlü Zengin İnsanlardan yemek lazım
Karadeniz insanı biraz kapalı kutudur. Neden derseniz çevremde hep onlarla büyüdüm. Çalıştığım şirketlerde birçok çalışan Karadenizliydi. Yıllarca bana bakıp büyütün Ayşe ablam,Nihal Teyzem hep Karadenizliydi. Birisini sevdiler mi ölümüne seven insanlardır ama sevmezlerse hayatı ona zindan ederler. Ortaları yoktur. Ya en tepededirler ya en altta. Ya siyahtırlar ya beyaz. Aksi olanına rast gelirseniz ben kaçmanızı tavsiye ederim. Çünkü sizin dilinizde tüy bitse de onun verecek cevabı bitmez. O yüzden sevimli Karadenizli buldunuz mu onunla olabildiğince zaman geçirin. Anzer Sofrasını ziyaretimde Havva anne ve ekibi birbirleri ile şakalaşıyordu. Biraz gergin şekilde sardıkları dolmaları çekmek istediğimi söyleyince bir de baktım hepsi beni masaya buyur etti. Gülücükler, hoş geldinler havada uçuyor. Muhlamadan sonra en keyifli anlardan biriydi.
Karalahana Dolması ve Kuru Fasulye Favorim
Mutfaklarının zenginliğini anlatmama gerek yok. Yemeklerden: Karalahana dolması, ispir fasulye, Trabzon güveci, pilav ve yoğurt tattım. Özellikle sonbahar aylarında Rize’nin güzel topraklarında toplanıp buraya gönderilen taze karalahanaları yerken mevsimini yakaladığıma şükrettim. Havva Annenin ellerinden çıkan bu dolmalar öyle sıkı sarılıyor ki bıçakla kesseniz bile dağılmıyor. İçinde çok hafif pişmiş kıyma, bol pirinç var. Yaprakların lezzeti harikulade. Pörsümemiş bir içe sahip. Ben de en çok etki bırakan yemeklerden biri bu oldu. Özellikle kendi yapımları olan hafif ekşi yoğurt ile yemenizi tavsiye ederim. Bu yoğurt Sarıyer’in köylerindeki mandıradan alınan organik sütlerin bir gün önceki yoğurtla mayalanıp, 1 gün dinlendirilmesi suretiyle misafirlere sunuluyor. Bu ne lezzet! Yoğurt tadını mı unuttum da böyle güzel geldi bilmiyorum. Organik kelimesi son zamanlarda çok itici gelmeye başladı ama bu yoğurt başka. Organik demeyeyim, Doğanın içinden gelen bir lezzet.
Trabzon güveç, fasulye,dolmalık biber,havuç,soğan,patates,patlıcan gibi sebzelerin harmanlanması ile yapılıyor. İçine daha sonra dana kuş başı etler yağlı bölümleri ile konuyor. Etler pamuk gibi pişmiş, tereyağ ise sebzelere bambaşka bir lezzet veriyor. Mis gibi kokular içerisinde hem sebzeye hem ete doyuyorsunuz.
Kuru Fasulye yanında en iyi giden şey olan turşu ile geliyor. Turşularının kalitesi çok iyi. Lahana turşuları kurabiye gibi. Otursan bir tabak yersin. Kuru fasulyeleri sakladıkları bir sır ile pişiyor ama en önemli dokunuşlardan biri Rize’den gelen fasulye. Ne kadar saklamaya çalışsalar da fasulyenin yemeğe olan katkısını gizleyemiyorlar. Hafif tere yağın kokusu aklınızı başınızdan alıyor. Orta sertlikte olan bu fasulye bildiğimiz tabldot fasulyelerin aksine damakta hissiz bir tat bırakmıyor, adeta tadını damağınıza mühürlüyor. Şekerli tadının bir kısma da yemek pişirilirken içine konan baldan alıyor. Güzelim Rize balı konuyorsa o yemekten başarısızlık beklenir mi?
Sütlaç Yumurtaya Mağlup Olmuş
Burada tattığım spesiyallerden hoşuma gitmeyen sadece Hamsiköy sütlaçları oldu. Ben buradaki sütlacı fazla yumurtalı buldum. Zaten üstü bildiğimiz sütlaçlara göre fazla sarıydı, burnum ve ağzıma kokusu, tadı fazla geldi. Sütlaç ile ilgili en olumlu şey ise vanilya gibi bir aldatıcıyı kullanmamaları oldu. Sütlaç neyse o. Az pirinçli, yoğun kıvamlı. Mutsuz eder mi? sanmıyorum ama zihinde kalmayacağına da eminim.
Ülkemizin en renkli bölgelerinden olan Karadeniz’in o güzel mutfağını tatmak için gelinebilecek çok iyi yerel lokantalardan birisi. Hem yemeklerine hem de personeline saygı duyacağınızdan eminim.
Değerlendirme: 8/10
Adres: Cumhuriyet Mh., Kefeliköy Bağlar Yolu Sk No:1, Sarıyer/İstanbul